Kıbrıs’ın güneyinde yaşayan akademisyen ve sanatçı Neşe Yaşın, Oshan Sabırlı’ya verdiği röportajda tecavüzlerin savaş gerçeği olduğunu, Kıbrıs Türk kadını gibi Rum kadınlarına da tecavüz mağduriyeti yaşadığını söyledi. Yaşın olayı “Türk askeri yaptı” deme noktasına getirmenin yanlış olduğunu dile getirirken, “Askerler sonuçta daha denetimliydiler, başlarında komutanlar vardı. Ordudaki askerde bir korku ve bir disiplin vardır” şeklinde tanımladı ve mağduriyetleri ve geçmişi konuşmak gerektiğini dile getirdi.
Oshan SABIRLI
Milletvekili Doğuş Derya’nın meclis kürsüsünden Kıbrıslı Rum kadınlara da tecavüz edildiği ile ilgili yaptığı konuşma adada farklı bir gerçeği daha gündeme getirdi. Bu ifade kimi kesimler tarafından tepki görmeye devam ederken, özellikle ülkemizdeki savaşlarda Kıbrıslı Türkler gibi Kıbrıslı Rumların da acılar yaşadığı daha yoğun olarak tanıkları ile dile getiriliyor. Pazartesi gününden bu güne kadar bazı Kıbrıs Türk kadınları gibi Kıbrıs Rum kadınlarının da tecavüz kurbanı olduğu toplum arasında daha yoğun olarak dile getirilmeye başlandı. 1994 yılında, Niyazi Kızılyürk ile Panikos Hrisantu’nun ortak yapımında hazırlanan “Duvarımız” adlı belgesel filmde de konu dile getirilmişti. Belgesel’de görev alan ve bir Rum kadına da tecavüz edildiği iddialarının geçtiği bölümün çekimlerinde röportajı yapan akademisyen ve sanatçı Neşe Yaşın ile hem belgeseli, hem Kıbrıs’ın güneyindeki eğitim sistemini, hem de ortak acıları konuştu.
“TÜM ERKEKLER VE OĞULLARI ÖLDÜRÜLMÜŞ”
BRT’de belgeselin gösterilmesi bir dönem ülkemizde çok büyük tepkilere neden olurken BRT Müdürü’nün görevinden istifa etmesinin nedeni olarak gösterilmişti. Belgesele de konu olan tecavüz iddialarının çekildiği gün röportajı yapan Neşe Yaşın belgeseli anlattı. Yaşın şunları söyledi;
“Bu belgeselin o bölümü Persiterona’da benim çocukluğumun geçtiği evde çekildi. Panikos bu bölüme kadınlarla ilgili bir bölüm olsun istiyordu. O yüzden benim kadınlarla buluşmalarımı planladı. Belgeselde bu bölümde bir kadın daha var. Panikos izin alamadı ve geçememişti ve çekimleri başkaları yaptı. Daha eşit bir hikâye istiyordu. Gerçi Kuzey’deki kadının hikâyesi korkunçtu. Ailesindeki tüm erkekler ve oğulları öldürülmüştü. Panikos, aslında ona daha eşit bir hikaye istiyordu. O dönemde Rumcam yoktu ve kadının dediklerini anlamıyordum. Ama kadının anlattıkları ve arada bana tercüme edilen birkaç şeyden ben gözyaşlarımı tutamadım. Yani kadın benim Kuzey’den gelmiş bir olduğumu söyleyince, kocasının hala Kuzey’de yaşadığını düşünüyor ve benim kocasını bulmamı istiyordu. Yani bayağı korkunç şeyler yaşamış bir kadındı.”
“RUM KADIN PSİKOLOJİK OLARAK ÇOK KÖTÜ BİR AŞAMADAYDI”
“Bu kadın Lapta- Karava civarı köylerinde, çıkarma olduktan sonra Türk ordusu çıktıktan sonra ölümlerin falan olduğu yerlerde, kadın kocasının ölüp ölmediğinden emin değil. Kocasına ateş ettiklerinde kucağında çocuk vardı. Olayı öyle bir kabus gibi hatırlıyor ki aklında aslında kocasının ölmediği kaydı vardı. Bu arada tecavüzlere tanık olmuş, yani kendisi tecavüze uğramamış. Ya da bilmiyorum kendisine tecavüz edilmişse, zaten kendisine edilmişse bunu anlatamaz. Biz de böyle bir durumda vardır, kadınlar bunu anlatamaz. Ama kadın, psikolojik olarak çok kötü bir aşamadaydı. Acıların yoğunluğundan çökmüş halde bir kadındı.”
“SAVAŞTA ZATEN İNSANLAR İNSANLIKTAN ÇIKIYORLAR”
Yaşın Detay Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Oshan Sabırlı’ya yaptığı açıklamalarda, tecavüzlerin bir savaş gerçeği olduğunu dile getirirken olayı “Türk askeri yaptı” deme noktasına getirmenin yanlış olduğunu sözlerine ekledi. Tartışmanın bu şekle çekilmesinin yanlışlığını dile getiren Neşe Yaşın, askerlerin daha denetimli olduğunu, başlarında komutanların olduğunu ve birçok şartta daha organize olduğunu vurguladı. Yaşın “Ama diğer türlü çok tecavüzler olduğunu Sevgül Uludağ saptadı. Sonuçta ordudaki askerde bir korku ve bir disiplin vardı. Ya da denetimsiz anlarda da olabilir ama tam tersine diğer türlü olasılıklar daha yüksek. Ya da komutan da izin de verebilir yani, savaşta zaten insanlar insanlıktan çıkıyorlar, insan olmuyorlar bence”.
“KAFALARDAKİ YANLIŞLAR, YALAN DAĞLAR YIKILMALI”
Milletvekili Doğuş Derya’nın meclis kürsüsünden yaptığı konuşmayı da değerlendiren Neşe Yaşın, geçmişi konuşmak gerektiğini kaydetti. Neşe Yaşın neredeyse 20 yılı aşkın süre önce tabu haline gelen birçok konuyu dile getirdiklerini ve hatta tepki gördüklerini söylerken bugün, o gün sert tepki verilen bir çok konunun artık tepki görmediğini hatta normalleştiğini söyledi. Yaşın, “Doğuş’un bu konuşmayı yapması ve bu tartışmaların başlamasından ben aslında heyecanlandım. Bu tartışmalar çok iyi oluyor diye düşündüm. Çünkü benim çevremdeki insanlar bu aşamaları çoktan geçmişler. Bu tartışılmaz herkesin bildiği şeyler ama dışarıdaki insanların kafasında hala o resmi anlatılar var ve bunların sarsılması çok önemli. Yani Doğuş şahane bir şey yaptı. Belki bu niyetle yapmadı, sonuç bu oldu, yani sonuçta Doğuş herkesin bildiği bir şey söylüyordu. Ama bu tartışmanın başlaması çok iyi oldu diye düşünüyorum. İnsanlar bunu görmeliler ve bu kafalardaki yanlışlar, yalan dağlar yıkılmalı diye düşünüyorum. İki tarafın da çektiği acıları insanlar anladıkları zaman, meseleye çok daha farklı bakıyorlar.”